Şehirli
bizler, yıllardır pazar akşamı başlayan, tatsız ve oldukça rahatsız edici bir
stres türü ile boğuşmaktayız. Uzmanlar, buna 'Pazartesi Sendromu' diyorlar.
Üstelik, yapılan araştırmalar, en profesyonel insanların bile bu sendromu
yaşadığını gösteriyor. Yani bunu herkes yaşıyor.
Peki
sorun nerede ?
Her
şeyden önce bu sorunun cevabını bulmak için, pazartesi günleri kendimizi neden
iyi hissetmediğimizin arkasındaki gerçekleri araştırmamız gerekiyor. Sorun
belki de haftanın günlerin de değil de, yaptığımız işten, iç dünyamızdan kaynaklanıyor
olabilir.
Gerçi
şöyle bir gerçekte var, okula giderken de Pazar günlerinden başlayan bir iç
sıkıntısı , uykuların kaçması daha doğrusu uyumamak için gösterilen üstün bir
direnç. Bunu sadece iş ile sınırlandıramayız gibi de geliyor. Çünkü çok iyi
hatırlıyorum ki, çalışmadığım dönemlerde bile Pazar günlerini hiç sevmedim.
Yine altında yatan ertesi günün iş günü olması ve herkesin işe gidecek
olmasıydı belki de. Çalışırken de sendrom, çalışmıyorken de sendrom
anlayacağınız.
Malumunuz
İnsan Kaynakları çalışanıyım ve konu ile ilgili birkaç önerim olacak çalışan,
çalışmayan herkese. Faydasını göreceğinizi umuyorum.
En başta, yöneticinizle konuşup kendinizi daha fazla geliştirebileceğinize inandığınız bir departmana yönlendirilmenizi istemek geliyor. Eğer böyle bir imkanınız yoksa, radikal bir karar alarak işten ayrılmayı ve yeni dallara kanalize olmak yapılacak en akıllıca ve cesurca bir karar olacaktır.
Daha
ılımlı önerilerimde olacak tabi ki.
Pazartesi
günleri iş yerine , okula vs. en güzel giysilerinizle, kendinizi iyi hissedecek
saç ve makyaj desteğiyle gidebilirsiniz. Ayrıca Pazartesi akşamlarınıza sosyal
aktiviteler eklerseniz , işin eğlence kısmına odaklanacağınız için sendrom
kısmını atlayabilirsiniz.
Hepinize
bol eğlenceli, dinamik ve sendromsuz pazartesiler dilerim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder